• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

EVLİLİKTE ÇATIŞMA

Evlilikte Çatışmalar

Çiftler ilişkilerinde artık daha fazla beklenti içindedirler. Eskiden “uygun” evliliklerin ölçütünü toplumsal yapı belirlerken, günümüzde bireylerin duygusal ve psikolojik ihtiyaçları; evlilikten beklentilerini oluşturmaktadır.

Uzmanlara göre çift; “önceden görülebilir bir gelecek için” bir arada kalma niyeti taşıyan iki kişidir. Ya evlilik gibi resmi bir birliktelik yaparlar ya da yapmazlar ama ilgilerinin tek ve temel odağının eşleri olacağı konusunda söz verirler. Bundan dolayı evlilik, bu söz ile alakalı kabul edilir. Öncelikle çiftin bu sözün anlamını anlaması ve kabul etmesi gerekir; çünkü çift olmak, aile birliğinden de, rasgele geçici ilişkilerden de farklı bir konumu işaret eder.

Evliliklerde bireysel memnuniyetin önemi giderek artmaktadır. Buna bağlı olarak, boşanmalar da giderek çoğalmaktadır. Birbirlerinin beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayan çiftler; stres ve hayal kırıklığına yenilip; çareyi yollarını ayırmada bulmaktadırlar.

Çiftler hayal kırıklığı içine düştüklerinde, birbirlerinin söylediklerini,ilettiklerini duymamaya başlarlar. Bu; karşılıklı suçlamaları tetikleyen bir durumdur. Yanlış anlamalar çoğalırken; çatışmalar ve sorgulamalar da ilişkiye egemen olur.

Çiftlere düşen, ilişkilerinden beklentilerini ve ilişkilerine katmak istediklerini düşünmek ve ifade etmektir. Bunun yanında, ilişkiden beklentilerinin birlikte yaşam gerçeğine ne kadar uyduğunu da değerlendirmeleri gerekir.

Birlikte yaşam gerçeğini kâbusa dönüştüren pek çok tatlı ve acı “yanlış” vardır. Tatlı yanlışların başında bazı “inançlar” gelir. Sorgulamadan kabul ettiğimiz bu inançlar, gerçeklere denk düşmediklerinden, ilişkiyi mutlaka kazaya uğratırlar.Örneğin, “beni seviyorsa, ne hissettiğimi anlar”, “seven ne yapmaz”, “seviyorsa her şey için her zaman hazırdır”, “birbirimizi seviyorsak, her sorunu çözebiliriz”.

Bir sorun çıktığında işe yaramadığı anlaşılan bu yanlışlar, eşe artık sevilmediğini,istenmediğini düşündürtür. Onu yalnızlığa iter ve incitir.

Birlikte yaşam gerçeğinin dağarcığına baktığımızda, birbirlerinin dünyasına ilgi gösteren iki kişi buluruz. Yaşadıkları ortama yönelik eşit bir görev ve sorumluluk anlayışları vardır. Sadece sorumlulukları değil; yaşamın tatlarını da eşit olarak paylaşmaya gayret ederler. Ortak geçirdikleri zamanı, ikisinin de tercihlerine yönelik ayarlarlar. Özel ve birbirlerinden bağımsız zaman geçirme isteklerini doğal karşılarlar.

Düzgün giden ilişkileri olan çiftler, karşılıklı olarak bazı davranışlarını kontrol etmek,bazılarını da bastırmak görevi taşırlar. Birbirlerine yönelik düşüncesiz ve incitici sözlerden ve davranışlardan kaçınırlar. Cinsel, fiziki ya da psikolojik saldırganlık göstermezler. Arzu ve isteklerini, “mecburi ihtiyaçlar” olarak yansıtmazlar. Birbirlerine zaman ayıran bu çiftler, yaşamlarında ortaya çıkabilecek pürüzleri önceden görebilirler. Birbirlerini iyi tanıdıklarından, birbirlerinin kabul edebileceği ortak stratejiler geliştirebilirler. Bütün bunlar; onların kendilerini bir “çift” olarak duyumsamalarını güçlendirir.

Evliliklerde çatışma ve krizlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Uğraşılar sonucu, elde edilen “en iyi” durumun her zaman devam edeceği gibi bir garanti de yoktur.Bunun yanında, birlikte yaşam gerçeğine ulaşmış bir çift; evliliği sağlam ve ayakta tutmayı başaracak kuvveti de elde etmiş olur.

Empati Psikolojik Hizmetler