• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Bilişsel Davranışçı Terapi



Bilişsel Davranışçı Terapi Nedir?

Psikiyatrik tedavilerde çok eskiden beri kullanılan bir çok farklı terapi yöntemlerinden; kimilerinin iyileştirici özelliğinin ölçülemez olması, kimilerinin tedavi süresinin çok uzun olması, kimilerinin ise psikoterapist olarak söz konusu yöntemi uygulayabilmek için gerekli eğitim sürecinin çok zorlu olması gibi nedenlerle bu tür eksiklikleri olmayan yeni bir terapi yönteminin gerekli olduğu kanaati 1900lü yılların özellikle ikinci yarısından itibaren belirgin hale gelmiştir.

1960lardan itibaren başlayan Davranışçı akım daha sonra Bilişsel terapilerle yollarını birleştirmiş ve günümüzün en sık karşılaşılan psikiyatrik sorunlarına model bir bakış açısı ile hızlı, güvenilir ve ölçülebilir bir terapi yöntemi olan Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler ortaya çıkmıştır.

Bilişsel Davranışçı Psikoterapi en genel tanımıyla; kişinin içinde bulunduğu durum ya da karşılaştığı probleme karşı davranışlarını değiştirerek aynı zamanda da olayın neden ve sonuçlarına karşı yaptığı tek yönlü bakış açısını farklılaştırarak çözüm üretir.

Örneğin; depresyondaki bir hasta isteksizlik, keyifsizlik, halsizlik, karar verememe gibi şikayetleri depresyonun nedeni ile yaşar. İçinde bulunduğu bu durum, kişi bir ev hanımı ise kişide çocuklarının bakımına eskisi kadar zaman ayırmamaya, bir genç kız ise arkadaşları ile görüşmek istememe gibi davranış değişimlerini oluşturur.

Bu değişimin üzerine kişinin depresyonundan dolayı eklenen “ben iyi bir anne değilim,çocuklarıma bakım için gereken hizmetleri yapmıyorum” gibi bir düşünce ile suçluluk duygularının eklenmesine ya da arkadaşları ile görüşmek istemeyen bir genç kızın bir süre sonra bu davranışından dolayı arkadaşları tarafından daha az aranmasına yorum olarak “artık kimse beni sevmiyor, kimse beni aramıyor” gibi bir takım Bilişsel (düşünsel) değişiklikler yaşamasına da neden olur.

Bilişsel Davranışçı Terapi, bu tarz problemler de öncelikle kişinin hastalıktan dolayı ortaya koyduğu davranış değişikliklerini yorumlayarak bunların değiştirilmesini hedef alır. Ayrıca her hastalığa özgü olarak ortaya çıkan Bilişsel hataları da görüşmeler arasındaki geçen sürede kişini yaşadığı, duygusal olarak yoğun duygu değişiklikleri yaşamasına neden olan olayları görüşme içerisinde gündem maddesi yaparak kişiye çoklu ve farklı bakış açıları oluşturmaya çalışır. Bir başka deyişle yaşadığımız olayların önemi yoktur. Önemli olan bu olaylara yaptığımız yorumdur. Olaylara karşı yorumlarımızı değiştirdiğimizde duygularımız ve davranışlarımızda değişir.

Bilişsel Davranışçı psikoterapi geçmişteki birçok farklı düşünür ve sanatçı tarafından, din ve bilim adamları tarafından da farklı sözlerle tanımlanmıştır. 1960lardan sonra yapılan, olmayan bir yöntemin icat edilmesi değil var olagelen birçok iyileştirici durumun bir çatı altında birleştirilmesidir.

Davranışlarımızı anlatan Mevlana’nın çok güzel bir sözü: KARDEŞİM, SEN DÜŞÜNCEDEN İBARETSİN... GERİYE KALAN ET VE KEMİKSİN. GÜL DÜŞÜNÜRSEN GÜLİSTAN OLURSUN, DİKEN DÜŞÜNÜRSEN, DİKENLİK OLURSUN.

Mahatma Ghandi ise söylediği bu söz ile adeta Bilişsel Davranış Terapinin özetini 7 cümlede anlatmıştır:

Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür...

Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür...

Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür...

Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür...

Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür...

Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür...

Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür...